İZMİR Alsancak’taki Fransız Konsolosluğu binasını Arkas Sanat Merkezi’ne dönüştürerek kentin kültürel atmosferini değiştirme yolundaki ilk adımı 2011 yılında atmıştı Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas. Zenginliğin kasada saklı kalmasının bir anlamı olmadığını, sanat aracılığı ile insanlarla paylaştıkça hayatı güzelleştirdiğini savunan Arkas, önceki gün altıncı sanat merkezini İzmir’e armağan etti.

Sadrazam Kâmil Paşa tarafından 19. yüzyılda yaptırılan ve köşkün son sakinleri Ayşe ve Seniha Mayda ile özdeşleşen tarihi yapı, Arkas Holding tarafından titiz bir restorasyon süreciyle yeniden işlevlendirilerek ‘Arkas Sanat Göztepe’ adıyla kültür dünyasına kazandırıldı.

Arkas Sanat Göztepe, Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen ve geç Osmanlı Dönemi’nden 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanan iki yüzü aşkın eserlik bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Hoca Ali Rıza, Halil Paşa, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Şevket Dağ gibi sanat tarihinin önemli isimlerinin eserlerinin yanı sıra, modern dönemin önde gelen temsilcilerinden Nejad Devrim, Eren Eyüboğlu, Nurullah Berk, Nuri İyem ve Burhan Doğançay çalışmaları da koleksiyonda yer alıyor. Seçkide İbrahim Safi ve Naci Kalmukoğlu’na ise özel bir yer verilmiş.

Arkas Kültür & Sanat Direktörü Müjde Unustası’nın hazırladığı serginin kataloğunu ise Prof. Dr. Burcu Pelvanoğlu hazırladı.

Bahçe düzenlemesi ve girişinde açılan Monreve Patisserie ile Arkas Sanat Göztepe, İzmirli sanatseverlerin keyifle zaman geçirebilecekleri bir mekân. Monreve Group Yönetim Kurulu Başkanı Merve Arkas, “Monreve Patisserie’yi, ziyaretçilerin sanatla geçirdikleri zamanı paylaşabilecekleri, dinlenip yeniden bağ kurabilecekleri bir buluşma alanı olarak konumlandırdık” diyor.

Köşkün restorasyon süreci, yapının mimari mirasını koruyarak çağdaş sergi standartlarını sağlayacak biçimde, mimar Seda Özen tarafından gerçekleştirilmiş. Giriş binası, çocuk atölyeleri, etkinlik alanları ve yeni peyzaj düzenlemesiyle birlikte merkez, çok işlevli bir kültürel alan kimliği kazanmış.

SANAT PAYLAŞTIKÇA DEĞER KAZANIR

LucIen Arkas’ın açtığı altıncı, tarihi yapıları dönüştürdüğü dördüncü sanat merkezi Arkas Sanat Göztepe. Sanatın paylaştıkça değer kazandığını söyleyen Arkas, sanat eserlerini uygun yapılarda sergilemenin önemine dikkat çekiyor: “Ben sanatı, tarihi, mimarisi güzel olan eski yapıları severim. Dört duvar beton yaparsınız ama bina, içinde sergilediğiniz eserlerin ruhunu yansıtmaz. Bir taşı bile ruhuyla göstermek gerekir. Eski köşkler eserlerin ruhunu çok iyi yansıtıyor. 1800’lerde inşa edilmiş Alsancak’ta bulunan Arkas Sanat Merkezi, Bornova Deniz Tarihi Müzesi de aynı döneme ait. Yine Bornova’da bulunan Arkas Mattheys Köşkü biraz daha eski, 1700’lerde inşa edilmiş. Bunun yanında Arkas Sanat Urla gibi yeni yapılarda da sergilediğimiz eserlerin ruhunu yaşatabilmeyi amaçlıyoruz. Urla’daki müzemiz ödüllü, bir benzerini aynı hassasiyetle Alaçatı’da hayata geçirdik. Tüm bu binaları sanat merkezleri olarak İzmir’e kazandırmaktan dolayı çok mutluyum.”

SAAT KULESİ’NİN MİMARI PÉRÉ’NİN ESERİ

Lucien Arkas’ın çocukluk yıllarında diş hekimliğini de yapan Türkiye’nin ilk ortodontistlerinden Ayşe Mayda ve kız kardeşi Seniha Mayda’ya ait olan köşkü İzmir Valisi Kâmil Paşa’nın İzmir Saat Kulesi’nin de mimarı Péré’ye yaptırdığı tahmin ediliyor. Zaman içinde Musevi İnas (Kız) Mektebi, Göztepe İtalyan Mektebi ve İzmir Hususi Devrim Ortaokulu gibi çeşitli amaçlarla kiraya verilen köşk 1950’li yıllarda Mayda Ailesi’ne geçmiş. O dönem İzmir’in sosyal hayatında önemli bir yere sahip olan köşk Halikarnas Balıkçısı, Safiye Ayla, Şerif Muhiddin Targan gibi yazar ve sanatçıların yanı sıra Irak Kralı gibi devlet insanlarını da ağırlamış. Lucien Arkas 2014 yılında, 2021’deki vefatına kadar burada yaşamını sürdüren Ayşe Mayda’nın teklifiyle köşkü satın almış ve restorasyon sürecinden sonra sanat merkezine dönüştürmüş.

CENTRE POMPİDOU’YU İZMİR’E GETİRİYOR

İzmir’in en önemli sanat hamisi Lucien Arkas’ın bu alandaki yatırımları hız kesmeden devam ediyor. 2026 yılında açılması planlanan bir sonraki sanat merkezi, İzmir Bayraklı’da yer alan Mistral binasında olacak. Centre Pompidou işbirliğiyle hazırlanmakta olan 2 bin metrekarelik Lucien Arkas Sanat Merkezi, Türkiye’de bir ilk olarak Centre Pompidou koleksiyonundan dünyaca ünlü modern ve çağdaş sanat eserlerinin sergileneceği bir alan olarak tasarlanıyor.

Paris’in mimari ikonlarından biri olan ve 70’li yıllarda kariyerlerinin henüz başındaki Renzo Piano ve Richard Rogers tarafından tasarlanan Centre Pompidou bu yıl itibarıyla beş yıllık bir restorasyon sürecine girecek. Merkezin dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini barındıran çağdaş sanat koleksiyonundan yapılacak seçkiler beş yıl boyunca altı ayda bir yenilenerek İzmir’de sergilenecek.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz